Wednesday, November 21, 2007

PIHTI

dokunduğun her yanım acırdı eskiden
sevdiğim her yanım batardı sana
sevdiğin her şeyden tiksinir oldum
şimdi yoksun ya artık rahatım

canlı kalan tek yanım
açtığın yaralarım
şu kan pıhtısı var ya
işte o sensin akıttığım

söylediğin her söz yakardı canımı
değmedi bak işte onca yalan çabana
seninle her gün yeniden ölürdüm
şimdi gittin ya artık rahatım

canlı kalan tek yanım
açtığın yaralarım
şu kan pıhtısı var ya
işte o sensin akıttığım

17 KASIM 2007
CTS 23:43

Saturday, November 17, 2007

SAHİPSİZ SATIRLAR

Kelimelerle oynayabilirim
Değişik dizilimlere
Bambaşka anlamlar katıp
Seni tam onikiden vurabilirim
Zihnine oyunlar oynar
Kanattığım kalbini
Zevkle acıtabilirim
Anlatabilirim
Asla duymasaydım diyeceğin
Onca şey saklıyor ki
Herkesten gizlediğim benliğim
Öyle sırlara vakıf ki
İçim
Kendimle yüzleşmek pahasına bile olsa
Sana kendimi
Hiç bilmediğin yüzlerle
Yeniden yeniden yeniden
Defalarca tanıtabilirim
Ve sen eminim
Yine anlamazsın
Bu satırların gerçekte kime ait olduklarını
Sana mı ona mı
Yoksa bana mı yazıldıklarını...


14.Ekim.2007
Pazar 12:02

Sunday, October 14, 2007

OYUNUN KURALLARI

İsteksizce kaçıyorum
Varlığından bihaber olduğum gölgelerden
Ne ilerisi
Ne gerisi cezbetmezken
Her saniye duruyorum bir an
İçimde şüpheler ve tereddütler
Ben
İlerlemiyorum
İtiliyorum
Çekiliyorum
Yürümüyorum
Kovalandığım için mi koşuyorum
Korktuğum için mi kaçıyorum
Durduğumda nihayetinde
Neler olacak
Düşünmekten yoruluyorum
Sana bakıyorum ve ona ve onlara
Ardımsıra gelenlere
Sırtını dönenlere
Yanıbaşımdakilere
Sevdiklerime
Tiksindiklerime
Yalanlarından kurdukları kalelerde
Muzaffer çehrelerle
Kendi yörüngelerinde dönüp
Kendilerini yıldız sanan kendini bilmezlere
Gülüyorum kahkahalarla
Katılıyorum
İki büklümüm
Körlüklerine acıyorum
Gözlerim görülemeyenlere odaklı
Onu düşünüyorum
Amacını oyunu kuranın
Kurallarına göre oynamalı
Biliyorum

14.Ekim.2007
Pazar 10:22

‘Placebo-Running up that hill eşliğinde döküldü kelimeler sayfalara...’

Tuesday, September 25, 2007

PUSHED ASIDE

Yürümek ne kadar zor bu aralar
Yoluma dizilen bu engeller de ne
Olanlar
Push them aside

Konuşmak ne kadar zor bu aralar
Zihnime üşüşen bu düşünceler de ne
Korkular
Push them aside

Hissetmek ne kadar zor bu aralar
Kalbimi bu kadar kıran da ne
Acılar
Push them aside

Güvenmek ne kadar zor bu aralar
Bunca tereddütün sebebi de ne
İhanetler
Push them aside

İlerlemek ne kadar zor bu aralar
Bu duraklamanın sebebi de ne
Geçmişim
I just can’t push it aside

Sunday, June 3, 2007

MEVSİM DEĞİŞİMİ

Elimde taze sonlar
Yeni bitmiş başlar var
Tüm toprağımı döküyorum
Yeniden dikiliyorum
Saksımı değiştirmeye karar verdim
Şimdi yeni bir mevsim
Ben yeni bir bahar
Taze bir yağmur
Yepyeni bir güneşin peşindeyim
Yavaşça uzatıyorum taç yapraklarımı
Parmaklarımın ucunda
Çiğ taneleri
Bekliyorum
Yeni baştan çiçek açacağım mevsimi
Çok tomurcuğumu kaybettim
Çok istilaya uğradı köklerim
Yapraklarım
Çiceklerim
Vazgeçmek istediğim çok oldu
Ama
Vazgeçemedim
Şimdi köklerimi daha derine saldım
Kırdım bütün çürük dallarımı
Çiçek açıyorum yeniden
Herkese ve her şeye inat
Şimdi gelin görün beni
Uzun zamandır
İlk defa bu kadar kendimim
Hissediyorum yaklaşıyor
Yeniden meyve vermeye başlayacağım mevsim

3.Haziran.2007
Pazar 12:41

Tuesday, April 24, 2007

Kararında Kararlar Karalanır

Hep en meşgulken seç derler
Hep iki elin kandayken gel
En yorgunken kovalanırsın
En güçlüyken düşersin
Karar ver derler
İki yakan bir araya gelmezken
Eline tutuştururlar
Boyun bağlarını
Seç derler
Birbirinden bozuk yolları
Ayakkabısız koştururlar insanı
Aç susuzken oruç tutmaya
Mecbur ederler
Göremezken soruları
Cevapları isterler
İmdat dersin
Elleri ağzındayken
Kollarını tutarken sıkı sıkı
Vur derler
Sen kanarsın litrelerce
Onlar iliğini isterler

Thursday, April 12, 2007

DAHA


Zaaflarım var herkes gibi
Güzel şeylere
Parlak objelere
Pembe hayallere


Korkularım var
Çekincelerim
Elimi ayağımı bağlayıp
Beni harekete geçmekten alıkoyan


Arzularım var
Herkes kadar
Ne eksik ne fazla
Ama onlara esir değilim daha


Daha yapmam gerekenler var
Aşmam gereken engeller
Yürümem gereken yollar
Geçmem gereken nehirler var


Bir çok yol gösterenim var
Birden çok düşmanım
Üstelik bir kısmı
Dost kılığında


Herkesinin sandığının aksine
Benim de bir bildiğim var
Her şey sırayla
Onlara ise sıra gelmedi daha...

Thursday, January 11, 2007

Manasız Savaşımlar

Bir ZERRE şeker
Oda dolusu BİBER
AZI da aynı çoğu da
Der gibi bir halin VAR

KALPSİZ mental retardeler
Kevgire dönen HAYALETLER
YARA sanılan sıyrıklar
Acaba hiç şöyle esaslıca KANADIN MI?

AMAÇSIZ seferler
Zafer kılığında ATEŞKESLER
KAZANAN da kaybeden kadar
Yenik değil mi ZATEN?

İKİLEMLER içindeyken
Ayrılmak kadar KALMANIN
AĞLAMAK denli akıllanmanın
Da bir anlamı olmalı YALAN MI?

UĞRUNDA yitirilirken öz
Her ne olursa olsun SAVAŞILAN
SEBEP sonuçtan sence
Gerçekten daha mı ÖNEMLİ?

OMUZUNDAN geriye
Dönüp her BAKTIĞINDA
PİŞMANLIK kıracaksa belini
İleriye yürümenin bir anlamı KALIR MI?

Saturday, January 6, 2007

Kemikler


Kemiklerin canı var mı
Hayır yok
O zaman acısın kemikler
Acısınlar
Kırılan herşey kadar


Dilin kemiği var mı
Hayır yok
O zaman kırılsın diller
Kırılabilirlerse
Kalp kırdıkları kadar


Gözlerin dili var mı
Hayır yok
O zaman sussun gözler
Sussunlar
Konuştukları kadar


Sözlerin gerisi var mı
Hayır yok
O zaman unutulsun sözler
Unutulsunlar
Yitip giden zaman kadar


Zamanın geri dönüşü var mı
Hayır yok
O zaman zaman da yok
Zamanım da yok
Harcayacak kadar